Doğan Şahin - Arkeolog Birte Poulsen görüşmeleri
(DS): Lütfen bize bu alanın önemini anlatır mısınız? Neyi temsil ediyor ve sizin işinizle ne kadar ilgili bir konu?
(BP): Evet. Buranın çok önemli bir yer olduğunu düşünüyorum.
DS: Bu alan ve bu buluntunun önemini anlatır mısınız lütfen?
BP: Efendim, Charles Newton’un “Roma Villası” diye adlandırdığı benim ise “ Domus” ya da “ Oykos” olarak adlandırmayı tercih ettiğim bu ev hakkında en önemli şey.
DS: Bu buluntu ve üzerinde bulunduğumuz bu alanın önemini anlatır mısınız lütfen.
BP: Gördüğünüz gibi büyük bir alan izlenimini veriyor ancak biz buranın göründüğünden daha geniş bir alan olduğunu keşfettik. Bu alanın en önemli yanı ise 5. yy, yani İsa’dan Önce 450’li yıllar ortalarına kadar tarihlendirebileceğimiz bir evin kalıntılarının bulunması ve Halikarnassos’un o dönemi hakkında ve yapılar hakkında pek fazla bilgimiz olmaması. Bu anlamda, o dönemde “lüks” yaşamın belgelendirilmesi açısından bu ev çok önemli.
BP: Benim ise evlere, mozaiklere, Halikarnassos’un geç dönemindeki insan yaşamına ilgim var. Halikarnassos’un 4.yüzyıldaki durumu hakkında, Mausoleum hakkında birçok şeyi biliyoruz ve çoğunlukla da buna yoğunlaşıyoruz. Ancak, tam bu nokta bize daha sonraki dönemlerde Halikarnassos’ta yaşamın “canlı” olduğunu gösteriyor.
DS: O halde, daha çok o dönemde insanların kültürel yaşamlarına ilgi gösteriyorsunuz diyebilir miyiz?
BP: Şimdi, benim özellikle bu alana ilgi göstermemin nedeni burada yaşamış olan insanlar hakkında bilgi verdiğindendir. Böyle olunca, Arkeoloji ve yaşantının incelenmesinin birbirinden farklı olduğunu söyleyemeyiz. Sanırım bu evdeki mozaikler tam olarak insanların o dönemde nasıl yaşadıklarını anlatıyor. Yani bu iki kavram birbiriyle ilintilidir.
DS: Bunun sosyolojisine baktığımızda, şurada, diğer tarafta bir takım mezarlar olduğunu söylemiştiniz. Bu nasıl oluyor peki, bir tarafta bu ev ve üzerlerinde mezarlar ve yine aynı yerde yüzlerce yıl öncesinin Mausoleum’u dönemine ait bir yol var. Nasıl oluyor da bu mezarlar var burada?
BP Bu mezarların neden burada olduğunu açıklayamam, ancak şunu söyleyebilirim ki, evin inşasından daha sonraki bir aşamada bu alan gömütlük olarak da kullanılmış. Görüldüğü kadarıyla burada bir ev olduğu, içerisinde muhteşem mozaiklerin olduğu bir ev olduğu unutulmuş sanki. Ancak, buraya mezar kazılırken birileri Mozaikleri delmiş ve ölüsünü gömmüş. Yani burada bir takım mozaikler olduğunu biliyorlardı ama görünen o ki pek ilgilerini çekmemiş ve olduğu gibi bırakmışlar.
DS: Sizce bu mezarlar ne zaman açılmıştır?
BP Tam olarak bilmiyorum. Ama 3–4 yüzyıl kadar öncesine ait olabilir. Tam olarak emin değiliz.
DS: Günümüzden 400 yıl kadar önce yani.
BP Evet, Evet.
DS: Charles Newton’un mozaiklerin parçalarını götürmesinden de bahseder misiniz?
BP: Şimdi ben “ götürdü” demezdim, o şekilde açıklamazdım. Sanırım mozaikleri korudu. Newton geldiğinde Mausoleum’u bulmayı umuyordu ve uzun yıllar boyunca bu amaçla kazılar yaptı ve sonra Mausoleum’u buldu. Sonra bu güzelim mozaiklerle süslü “ Roma Villası “ adını verdiği evi buldu. Bu konuda şöyle diyor “ Bu mozaiklerin bazı parçalarını alıp onları koruyacağım. British Museum’a götüreceğim. Geri kanlının ise fotoğraflarını çekeceğim” ve tüm mozaiklerin fotoğrafını çekmiş. Bunlar elimizde. Geriye bıraktıklarının kanıtları var. Mozaiklerin çoğunu bırakmış. Bunlar şimdi şurada, evlerin altında kalmış. Şu bahçeyi evleri kazsanız Newton’un bıraktığı mozaiklerin bir kısmını görürsünüz.
DS: Yani bir kısmını aldı.
BP Evet bazı parçalarını aldı.
DS: Çünkü tamamını götüremezdi.
BP hepsini almak istemedi diyebilirim çünkü koruması gerektiğini düşündüğü kısımları aldı. Sanırım British Museum’a götürmesi mümkün olan kısımları aldı ve bunların bir kısmı günümüzde British Museum’da sergileniyor.
DS: Bu Roma Evi’nin büyüklüğü ne idi?
BP: Şimdi biz sadece evin bir yanının nerede başladığını biliyoruz, bu da Kuzey cephesi. İsa’dan Önce 4. yüzyılda yapılmış olduğu söylenen duvar cephesi. Doğu ve batı yönünde yapının ne kadar genişlediğini bilmiyoruz çünkü günümüzde her iki yanda da evler var. Şu ön tarafta, güney kısmında da aynı şekilde yol ve evler var. Ama şundan eminiz, ev her yönde daha da büyük bir evdi. Ayrıca, buraya bir ev diyoruz ama sanırım bu iyi bir tanımlama değil. Çünkü karakteristik açıdan bir saray’ı andırıyor sanki. Bu tipte Aristokratik bir konutta olması gereken her şey var bu yapıda. Bu yüzen buraya bir “ Oykos” diyebiliriz.
DS: Bu evin sahibinin adını bildiğinizi söylemiştiniz. Kimdir bu şahıs? Çocukları var mıydı?
BP Şüphesiz bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak isterdik ama zengin bir insan olduğunu biliyoruz. Bu mozaikleri yaptıracak kadar zengindi. Büyük salonda bulduğumuz yazıtta bunu kendisi söylüyor “ Bu muhteşem döşemeyi yaptırabildim. Halikarnassos’ta bu görkemli evi inşa ettim” yani buranın tamamını yaptırabilecek kadar güçlü olduğu ve kendine güvendiği kesin.
DS: Peki adı neydi bu şahsın?
BP Adı “ Karithimos” du ve Yunanca yazılmıştır yazılar. Göründüğü kadarıyla Yunancayı, Antik Yunancayı da konuşabiliyordu.
DS Karithimos’a selam yolluyoruz buradan
BP Evet
DS Ve bu söyleşi için teşekkür ediyoruz size.
No comments:
Post a Comment
Thank You...Teşekkürler