Total Pageviews

Thursday 11 March 2010

LİMON VON SANDERS LİDERLİĞİNDE OSMANLI ORDUSU

Grup Araştırma Çalışması

“TÜRK SAVUNMASINI İDARESİNDE GÖRÜLDÜĞÜ ŞEKLİYLE VON SANDERS LİDERLİĞİ”

Sunumu yapan /

Yüzbaşı David L. Neuman, CofE (DOL)

Komuta ve Genel Kurmay Okulu
Ft. Leavenworth, Kansas

Komuta ve Genel Kurmay Okulu
Ft. Leavenworth, Kansas
1 Nisan 1933

Kime: İkinci Sınıflar Müdürü, Komuta ve Genel Kurmay Okulu, Fort Leavenworth, Kansas

KONU : “TÜRK SAVUNMASINI İDARESİNDE GÖRÜLDÜĞÜ ŞEKLİYLE VON SANDERS’İN LİDERLİĞİ”


I. EK BELGELER.

1. Bu çalışmanın bibliyografyası.
2. Taslak harita

II. SUNULAN ÇALIŞMA.—Dünya savaşında Çanakkale Harekâtı Sırasında Türk savunmasını idaresinde görüldüğü şekliyle Von Sanders’in liderliği üzerine bir çalışmadır.

III. LİDERLİK.

Düşmanın durumunun değerlendirilmesi sırasında, düşman komutanından beklenen liderlik vasıfları ve karakterinin belirlenmesi kilit nokta olabilmektedir. Bu belirlemede ne tür vasıflar ve özellikler en çok öneme sahiptir? Bu sorunun cevabı bu çalışma için bir temel oluşturacaktır.

Cesaret, zekâ, amaca kilitlenmek, uygulamada enerji, astlarına ve üstlerine karşı bencil olmayan bir bağlılık liderliğin en gerekli ve vasıf ve özelliklerindendir. Bir liderin görevini zihin açıklığıyla, kişisel güvenliğini düşünmeden ve kişisel değerlendirmelerine güvenerek yürütmesini sağlamak fiziksel ve manevi cesaret gerektirir ki, bu vasıflar tüm büyük liderlerde vardır. Zekânın kapsamına genel olarak eğitim ve tecrübeden kaynaklanan sağduyu ve muhakeme gücü de dâhil olmak üzere açık ve net emir verebilmek de girer. Yürütme sırasında sarf edilen enerji ye genel olarak zorlama gücü, fiziksel çeviklik ve istikrarla beraber gelir.

Amaçlara kilitlenmekten kastımız ise zorlu ve büyük olasılıkla da beklenmeyen koşullarda kararları başarılı bir şekilde sona erdirme iradesidir. En yüksek tipte liderliklere baktığımızda, kişilik ve cazibe ile ödüllendirilmiş bir şahıs bulmayı beklemeliyiz.

Genel olarak, operasyonlar başarılı ise ve aksini düşünmek için bir neden yok ise, liderliğin iyi olduğunu varsayabiliriz. Liderliğin en iyi göstergeleri harekât ve muharebe krizi sürecinde liderin hareket tarzı ve aldığı kararlarıdır.



IV. VON SANDERS

Alman Ordusu Süvari Generali Limon Von Sanders Çanakkale harekâtının başlamasından kısa süre önce Türkiye’deki Alman Askeri Misyonun başı olarak Türkiye’ye geldi. 24 Mart 1915 tarihinde ( I) müttefik Kara ordularının Çanakkale boğazını zorlayan müttefik donanmasına yardım etmesini engellemekle görevli Türk 5. Ordusunun komutanı olarak atandı. Türk ordusundaki resmi titri Mareşal Von Sanders Paşa oldu.

Komutasında çalışmış olan bir Alman subayı onu şöyle tarif eder “ mareşal uzun boylu, yağız, asker görünümlü bir adamdı. Çok ketum, çabuk karar veren, emirlerinde açık olan, takdir beklemeyen, tekdir ederken keskin ve bir karar verildiğinde uygulamasını takip eden bir kişilikti.” (2) Sina bölgesinde Türk Güçlerinin Genel Ordu Müfettişi görevini yürüten Raphael DeNogales adlı bir İspanyol ise şöyle der , “ Astlarıyla ilişkilerinde hiç bir şekilde salon adamı gibi davranmazdı. Uzun boylu, aşırı derecede asabi ve bir şekilde acımasızdı, yüksek rütbeli subaylar arasında genel olarak saygı görürdü. Varlığı ve bitme z tükenmez enerjisi Çanakkale’yi kurtarmıştır. O meşhur harekâtın hem beyni hem de tüm varlığı idi. (3)

---------------------------------------------------------

(I) Tur, 22; San, 8
(II) (2) Kan, 39
(III) (3) Nog, 29 153,402.

V. TÜRK ASKERİ VE SUBAYLARI

Muhammedi Türk Askeri, ya da “ Asker” basit, okuma yazma bilmeyen, uysal ve cesur; rençper sınıfından olup en basit gıda ile bile yaşayabilirdi. İyi bir liderlik altında sorgusuz olarak emirleri yerine getirir ancak otorite yokluğunda paniklerlerdi. Yüksek derecede dini coşku ile kolayca heyecanlanmaya hazırdılar; “ ahrette olası daha iyi ve daha güzel bir yaşama” olan inançları kişisel güvenliği tamamen hiçe sayan ve aynı zamanda kendi güvenlikleri için herhangi bir şey yapmalarını zor kılan bir kaderciliğe yol açmıştı.(4). Türk askeri Gelibolu’da en güçlü iki insani dürtü ile hareket ediyordu- Dini heyecan ve ülkenin yabancı güçlerce istilasına direniş çağrısı. (5). Muhammedi olmayan diğerleri amele taburlarında görevliydi.
Genel olarak subayların eğitimi zayıftı; bölük komutanlarının çoğu ne okuyabiliyor ne de yazabiliyordu, sadece bir kaç tanesi bir haritayı doğru okuyabiliyordu. Soğukkanlı, zeki ve kurnaz olan bu subayların birçoğu faal ve enerji doluydu ancak, aynı şekilde birçoğu da bunun tam tersi durumdaydı. Sık sık emirlere itaatsizlik yaşanıyordu, hoş olmayan durumlar genel olarak rapor edilmiyor ve düşük rütbeli subaylar arasında girişken davranan pek az oluyordu.

Kannengiesser’in söylediğine göre “ Onlar pasif direnişin ustalarıdırlar, beklemekle yetinip her zaman için geri planda kalmaya hazır, gereksiz herhangi bir işe girişmekte hevessiz ve herhangi bir şey olduğu anda kendisini hoş olmayan durumlardan kolayca sıyırabilecek yöntemleri bulabileceğine inanırlar. Türk ve Alman subaylar arasında her iki tarafın da fedakârlıklarıyla desteklenen çok güzel bir yoldaşlık duygusu vardı. Asker olarak başarısızlıklarının nedeni


----------------------------------------------------
(4) Kan, 60, 142.146.148
(5) Asp, 484

önlerine çıkanları aşma hevesi yerine, pasif bir şekilde önlerine çıkanı beklemek yatmaktadır. “ (6).

VI. TÜRK BEŞİNCİ ORDUSU

Başlangıçta Türk Beşinci Ordusu yaklaşık altmış bin subayı ve adamı (7) olan altı fırkadan (tümen) oluşmaktaydı. Komuta kademesine dağıtılmış bir kaç Alman subayı var iken bunlar genel olarak personele doğrudan komuta etmiyor, sadece Türk komutanlara taktik danışman olarak görev yapıyorlardı. Von Sander’sin kurmayı hem Türk hem Alman subaylardan oluşurken, kurmay başkanlığı görevini ise becerikli ve enerji dolu bir kişilik olan Yarbay Kazım bey yürütüyordu. (8).

Komutayı ele almasıyla beraber 24 Mart 1915 tarihinde Von Sanders beş tümenin sahil savunma gözlemi formunda kordon oluşturacak şekilde sahile yayıldığını ve faaliyetsiz olarak düşmanın gelmesini beklediğini gördü; faaliyetsiz kalan askeri güç tamamen uyuşmuştu. (9).

VII MÜTTEFİK ÇIKARMASI ÖNCESİ HAZIRLIKLAR.

Von Sanders hemen kordon sistemini değiştirip faal, hareketli bir savunma sistemi planını uygulamaya koydu. Gücünün ana kütlesini üç gruptan oluşan ve gözlem yapmak üzere sahilde olası çıkartma plajlarına yakın yerlerde konuşlanan bir müfreze desteğindeki hareketli savunma yedeklerine ayırdı. İki tümen Saroz üstlerine yerleştirildi, Güney yarımadaya iki tümen yerleştirirken, iki tümeni ise Çanakkale’nin Asya tarafına kaydırdı. (10).
Bu plan doğası gereği geleneksel bir plan idi ancak, akılcı ve olasılıkların elverdiğine uygun bir plandı. Bu aşamada Von Sanders’in “ Şu İngilizler beni sekiz gün bıraksalar neler olurdu” dediği rapor edilmiştir. Oysa dört hafta geçmiştir aradan (11).

Amele taburları acilen işe koşulmuş ve enerji yüklü bu taburlar muhabereyi geliştirmişlerdi; iki ay sonra Gelibolu’dan yarımadanın en güney ucuna kadar, yan kollarıyla birlikte, gizli bir hat oluşturmuşlardı.
--------------------------------------------------
(6) Kan, 161,251
(7) Tur, 22; san, 9
(8) Kan, 197
(9) kan, 91, Pri 40
(10) San 10
(11) Kan, 95;

Yarımadanın tamam aceleyle tahkim edilmiş, dağınık birlikler yeniden bir araya toplanmış, talim, atış eğitimi ve arazi manevraları yapılmıştı; en son manevra ise Müttefik çıkarmasından bir gün evvel yapılmıştı. Sahra fırınları kurulmuş; silah, mühimmat ve giyecek rezervleri oluşturulmuştu (12). Fransız donanmasının komutanı DeRobeck “Binlerce Türk köstebekler gibi geceleri çalışarak siperler kazıyor, mevziler inşa ediyor ve dikenli tel döşüyorlar…. Her yeni günde gece yaptıklarının yeni bir kanıtını görüyoruz… Görünen o ki Almanlar Türklerin azmini iyi kullanıyor” demiştir. İlk müttefik çıkarmasından dört hafta önceki süre içerisinde başarılı bir savunma için gereken hazırlıklar tamamlanmıştır.

VII. İLK ÇIKARMALAR

25 Nisan sabahı saat 5:00 sıralarında Gelibolu’daki komuta merkezinde müttefik çıkarma harekâtının ilk haberlerini almaya başlayan Limon Von Sanders hemen Bolayırda bir gözetleme mevziine gitti. Türk subayları çeşitli noktalarda başlayan çıkarmalardan hem şaşırmış hem de korkuya kapılmışlardı. Von Sanders Yukarı Saroz Körfezi bölgesindeki yığılmanın bir gösteriden ibaret olduğuna ve asıl çıkarmanın savunma açısından hazırlıklı olan noktalardan yapılacağına ve kendi yaptığı savunma planında herhangi bir değişiklik yapmanın gereksiz olduğunu karar vermişti (13). Maydos yakınlarındaki 9. Tümen baskı altındaydı; Sanders hemen 5. ve 7. Tümenlerin bir kısmının Yukarı Sarozdan ve bir tümenin ise Çanakkale boğazının Asya tarafındaki mevzilerinden Maydosa kaydırılması emrini verdi.
5. ve 7. Tümenlerin geri kalan kısmının ise Yukarı Saroz’a 24 saat içerisinde yeni çıkarma harekâtı olmaması halinde bunları takip etmesi talimatını verdi (14). Ciddi ve tehlikeli olmasına rağmen Yukarı Saroz körfezini askerden arındırma kararı yerinde bir karardı (15)
--------------------------------------------------

(12) Kan, 96, San 32
(13) San, 13.
(14) San, 15.

Bulunduğu gözetleme mevziinde 26 Nisan sabahına kadar bekleyen Sanders, sabahla beraber yarımadanın güneyinde Maltepe bölgesinde bulunan Türk Komutana katılarak harekâtın ana merkezine intikal etti (16). 29 Nisanda Fransızların Kumkaleden çekilmesinden sonra, 11. Tümen de Maydos’a kaydırılmıştı.

İngilizlerin ilerlemesini durdurmuş olan Von Sanders tekrar tekrar karşı saldırıya geçerek hücuma kalktı; ancak kayıplar karşısında İngiliz hatlarına yakın noktada siper almaya ve böylelikle gemilerden açılan ateşten korunmaya karar verdi, “ bu durum subay ve erata dikkatle anlatıldı” (17). Mayıs ayının başında karargâhını Gelibolu’dan taşıyarak Sarı Burnu arkasında bulunan bir vadiye, cephe hattına taşıdı (18). Kennegeisser karargahın durumunu şöyle anlatır “ genel karargah bana her zaman çok iyi organize olmuş ve üst Düzey ordu Komuta kademesiyle uyumlu çalışan bir yer izlenmiş vermiştir. Herkes çadır altındaydı. Personelin yemek masası üzerinde masa örtüsü yerine eski gazete parçaları bulunan kırık dökük bir sahra masasıydı; …Türkler ve Almanlar arasında muhteşem bir yoldaşlık duygusu hâkimdi (19).

10 Mayıs tarihinde Türk tümenlerinden birisi karşı saldırıya geçti ancak dokuz bin kadar yaralı ve ölüsü vererek kısmı bir başarı elde etti. Durumu not defterine kaydederek sorumluluğu üzerine alan Von Sanders şöyle söyler “ Bu saldırıyı kendi hatam olarak kabul etmeliyim çünkü düşmanın gücünü küçümsedim (20).

VIII. HAREKÂTIN KRİTİK SÜRECİ
6 Ağustos Çanakkale Harekâtının kritik sürecinin başlanıcıdır. Bu tarihte İngilizler kritik bir arazi yapısına sahip olan Sarı Bayır dağ silsilesini ele geçirmek üzere, Anzak güçleriyle birleşip onlara destek vermek amacıyla Suvla Körfezine çıkarma yapmışlardı.
--------------------------------------------------

(15) San, 15.
(16) Kan, 112; San 12, 13.
(17) San, 18
(18) San, 22
(19) Kan, 195
(20) San, 22.

Von Sanders’e ilk rapor 6 Ağustos tarihinde, sabah saat 9:00’da ulaştı (21). Hemen telefon açarak Yukarı Saroz körfezinde bulunan 7. ve 12 Tümenlerin ( 16.Kolordu) Büyük Anafarta'nın doğusuna intikalini emretti. Tümenler aynı gün öğlen vakti görev yerlerine ulaştı. Von Sanders şunları kaydetmişti “ Belirlenmiş olan liderlere 8 Ağustos sabahı şafak vakti saldırı emrini şahsen verdim” . Şafak vakti saldırı bölgesine gitti ancak birlikler orada yoktu. Kolordu komutanı verilen saldırı emrini yerine getirememişti. Bu durumda Von Sanders bu komutanın yerine 19. Tümene komuta etmiş olan Mustafa Kemali atadı ve günlüğüne de şu notları düştü “ Onun ( Mustafa Kemalin) beceri ve işbirliğine tamamen güven duyuyordum” (22). Birliklerini Anafarta'ya yoğunlaştırarak Yukarı Saroz Körfezinde ve Asya tarafında sadece üç tabur bırakmak suretiyle buraları açık bıraktı. 10 Ağustos tarihine gelindiğinde İngilizler etkin bir biçimde durdurulmuştu. 15 ve 16 Ağustos Kireç tepe muharebelerine atfen Kannengeisser şöyle der; “Bu günler en çetin muharebelerin yapıldığı günler olup başarı dengesi bir karşıya bir bize geçerek diken üstündeydi. Mareşal bu kez de şahsen arazideydi ve böylece Anafarta Muharebelerinin üçüncü ve son krizi Türkler lehine mutlu bir sonla bitti” ( 23).


IX. HAREKÂTIN BİTİŞİ

1915 senesi Kasım ayına gelindiğinde üstünlük artık Türklerin eline geçmişti.
Berlin İstanbul arasındaki tren yolu yeniden açılmış, ağır silahlara ve mühimmata ulaşmak kolaylaşmıştı (24).cephe hattı gerisinde eğitim ve saldırı amaçlı hazırlıklar hız kazanmıştı (25)/. Ancak, 19-20 Aralık gecesi yoğun sis altında İngilizler herhangi bir kayıp vermeden Anzak ve Suvla’yı boşalttılar. Bu çekilmenin haberini sabah saat +:00’de alan Von Sanders Anafarta cephesinde sahile genel bir ilerleme emri verdi fakat bu ilerleme yapılamadı (26)

----------------------------
(21) San 27
(22) San, 30; Kan 106
(23) Kan, 224
(24) San, 37, 38.
(25) Kan, 238, 256; San, 39.

İngilizlerin çekilmesi Türkler için sürpriz olmuştu. Artık yarımadanın güney ucundan (Helles) yapılacak olan çekilmeyi tahmin eden Von Sanders sekiz tümenle saldırı hazırlığına girişti. Bu saldırının yapılmasından önce Türk Genel Kurmayı 5 Ocak tarihinde Beşinci Ordunun dokuz Tümeninin Trakya’ya intikalini emretti ve yapılması planlanan saldırı için eğitilmiş Tümenlerin bir kısmını da aldı. Bu emrin gerekçesi olmadığını ve artık işe yaramadığını düşünen Von Sanders görevinden alınmayı talep etti (27). 8-9 Ocak gecesi İngilizler Helles noktasını başarıyla boşalttılar. Düşük rütbeli Türk subayları ve eratın saldırı arzusunu kaybetmeleri ve düşmanın bir an evvel çekip gittiğini görmek istemeleri nedeni hariç, İngilizlerin her ne kadar detaylı hazırlıklar yapsalar ve tüm becerilerini kullansalar da çekilmeyi böylesine tam bir başarıyla nasıl gerçekleştirdiklerini anlamak zor. Güney Grubunda görev yapan bir Alman Topçu Subayı 4 Ocak tarihli mektubunda şunları yazar, “ ne yazık ki piyadeleri saldırıya geçmeye ikna etmek mümkün değil (28).


ÖZET VE SONUÇ

Müttefikleri ilk çıkarma harekâtlarından evvel zaman kaybetmeden Türk Beşinci Ordusunun komutasını ele alan Von Sanders hızla savunma geliştirerek komutasındaki orduyu yeniden organize edip eğitmiş ve yedeklerin hareket kabiliyetini artırmaya odaklanmıştır.

Bir kriz anında her zaman için cephede bulunarak etkileyici kişiliği ve enerjisi ile astlarını tesiri altında bırakmıştır. Tam sorumluluk alarak cesur ve çabuk kararlar vermiş, hataya yer bırakmayan açık emirler vermiş, herkese becerilerine göre görev dağıtmış ve verilen görevlerin yerine getirilmesini takip etmiştir. Aynen en son hadisede olduğu üzere, verdiği kararlarda hatalı ise bu gerçeği kabul etmiş ve hemen gereken değişiklikleri yapmıştır. Bir kolordu komutanı emirleri yerine getirmediği anda derhal komuta görevinden almıştır.
----------------------
(26) San, 40
(27) San 42, 43.
(28) Kan, 256.


Sonuç olarak, Türklerin Çanakkale Boğazını başarılı bir şekilde savunmalarında en belirleyici unsurun Türk Beşinci Ordusunun Alman Komutanı Limon Von Sanders’in parlak liderliğinde idare edilmesinde gizli olduğunu emin bir şekilde beyan edebiliriz.



BİBLİYOGRAFYA

Anahtar: ( Kan, 195) = No. 1 Metin ( alttadır), Sayfa 195

1. Kennangiesser, Hans : “The Campaign in Gallipoli”
Hutchinson and Co. Ltd. 1929.
2. Nogales, Raphael De : “Four Years Beneath the Crescent”
Charles Scribners and Sons, 1926
3. Türk genel Kurmayı :” History of the Turkish War Activities in the World War, Dardanelles Campaign” “ Constantinople Printing House , 1922.

4. Sanders, General Limon Von: “ The Dardanelles Campaign.” Tercume Col. E.H Schulz, CofE, an extract from Von Sanders “Five Years in Turkey” The Engineer School, Fort Humphreys, Va. 1931.
5. Prigge, E.R: “ The Fight for the Dardanelles” Tercume Col. E.H Schulz, CofE, an extract CofE, 1925, C & G SS Library File
6. Aspenall-Oglander, General C.F : “ Military Operations in Gallipoli, Vol 11.”
Vol 11, William Heinemann, Ltd. 1932.







REFERANS- KISALTMALAR

1- Kan. Kennangiesser, Hans : “The Campaign in Gallipoli”
2- Nog- Nogales, Raphael De : “Four Years Beneath the Crescent”
3- Tur- Türk genel Kurmayı :” History ofg the Turkish War Activities in the World War, Dardanelles Campaign”
4- San- Sanders, General Limon Von: “ The Dardanelles Campaign.”
5- Pri- Prigge, E.R: “ The Fight for the Dardanelles”
6- Asp- Aspenall-Oglander, General C.F : “ Military Operations in Gallipoli, Vol 11.”


Doğan Şahin- Çanakkale 1915 Dergisi-2010-tercume

No comments:

Post a Comment

Thank You...Teşekkürler